Perşembe, Temmuz 22, 2010

Yanlış İdare

Öncelikle demokrasi bir yönetim şekli değildir. Cumhuriyet bir yönetim şeklidir, demokrasi bunun uygulanışıdır. Demokrasi belirlenen yıl aralığında bir seçimle bir iktidarın belirlenmesi, yönetimin böyle sürüp gitmesi temeline verilebilecek bir addır. Birçok demokrasi düşüncesi vardır. Sosyal demokrasi, dinci demokrasi, liberal demokrasi... Bunlar farklı düşünce merkezlerine sahip olmakla birlikte demokrasinin uygulanabilmesi için bazı şartlar vardır.

Bir toplumda geçerli olan demokrasi çoğunluk değil azınlık demokrasisi olmalıdır. Çoğunluğun haklarını koruyan, kollayan, çoğunluğun fikirlerini önemseyen, azınlıklara değer vermeyen bir demokrasi, demokrasi değildir. Çoğunluğun yön verdiği bir yönetim zamanla diktatörlük, otokrasi gibi yönetim yapılarına yönlendirilir.

Bunu şimdilerde bir padişah, bir halife gibi davranan başbakanımızla örneklendirebiliriz. Sadece kendi yandaş medyası, yandan yargıçları ve savcıları, yandaş kuruluşları ile ayakta kalan ve çoğunluğun oyuyla başa gelmiş, kendine oy veren yerlere hizmet götüren bir iktidarla karşı karşıyayız. Şahsen benim bi' gözlemim var. BDP ortaya çıktığından ve bir anda büyük oya sahip olduğundan beri Erdoğan'ın Güneydoğuya olan ilgisizliği de arttı. İktidarda olduğu yıllar boyunca hiç ilerleme kaydedememiş büyük projelerden (GAP gibi) bahsetmiyorum bile.

Bu gibi oluşumlar zamanla ülkeyi anayasası olan ama uygulaması Padişaha ait Meşrutiyet gibi yönetimlere bile sürükleyebilir. Otokrasiden bashetmeye dilim varmıyor. İçinde bulunduğumuz çağda zor olsa bile bu bir olasılık. Ekonomik çıkar elde etme amacında bir parti ve insanlığın temel yapısı: güçlü olanın daha fazla güç istemesi bir araya gelince bunların yaşanması uzak değil.

Hiç yorum yok: